KAÇIRMA!

İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yoktur! Gattaca | Film Tanıtımı

gattaca

Teknolojinin çok çok ilerlediği ama uzak olmayan bir gelecekte doğan Vincent'ın daha doğduğu andan itibaren ne tür özelliklere sahip olduğu ve nasıl öleceği biliniyor. Herkesin genetikçisine güvenirken onun annesi Tanrı'ya güveniyor ve doğal yollarla doğuruyor. Fakat bu karar Vincent için pek iyi gözükmüyor. 30 yaşında ne şekilde öleceği belli, kalbinden rahatsız birisi o. Abisi ise hastaneden özel siparişle gelmiş gibi tüm sorunlu genlerden kurtulmuş "kusursuz" birisi. Bu kusursuz insan ırkı yüzünden, normal şartlarda doğan insanlar işsiz kalıyor ve ikinci plana atılıyor. Genler arası ayrımcılığı ile bir nevi ırkçılığı işleyen Gattaca'nın yönetmeni aynı zamanda Truman Show'un yazarı Andrew Niccol'dür. Filmin adı da DNA'da bulunan nükleotidlerin baş harflerinden gelmektedir.

Guanin Adenin Timin Timin Adenin Citozin Adenin

gattaca


Amerika'da 1997 yılında çekilen filmde Ethan Hawke, Uma Thurman, Jude Law, Gore Vidal gibi ünlü isimler yer alıyor. Film 1997'de Akademi Ödülleri'nde En İyi Sanat Yönetmenliği dalında Oscar Ödülüne aday oldu.

Filmde en etkileyici olaylardan biri ise Vincent ve Antoni'nin ailelerinin gözetimleri altında olmadığı sıralarda denize gidip "ödlek oyunu" oynamak. Daha uzağa giden cesur sayılırken geride kalan ödlek oluyor. Ve kalbi yetmeyen Vincent hep ödlek olarak kalıyor. Sadece bir kere kazandığı ödlek oyunu sayesinde ona empoze edildiği gibi güçsüz olmadığını anlıyor Vincent. İştu bu her şeyi olanaklı kılıyor ve hedeflerini büyütüyor.

En etkileyici karakter ise Jerome Eugene Marrow'dur. Yunancada sağlıklı doğan anlamına gelen Eugene, tüm hayatından vaz geçerek Vincent'ın rüyasını gerçekleştirerek uğruna verdiği mücadele. Ve karakteri etkileyici kılan cümlesi "Ben sana bedenimi ödünç verdim, sen bana rüyanı...

"İnsan ruhu için bir gen yoktur!" tanıtım cümlesi; insanların vasıfları renklerine, ırklarına, dillerine, dinlerine veya genlere göre ölçülemez. İstenilen kusursuz insan modelinin genler ile elde edilemeyeceğine veya kusursuz insan diye bir şeyin olamamasını açıklar. Bu yüzden bu sözü etkileyici buldum.

Sartre, varoluşçuluğun iyimser bir felsefe olduğunu söyler; çünkü tüm insanlar birbirinin aynısıdır; bir kahraman ya da bir alçak olmak tamamıyla onların elindedir; insan önceden tanımlanmamıştır. Herkesin siparişle doğar gibi doğması, kusursuz doğanların öncelikli olması, diğerlerinin ikinci plana atılması Sartre'nin savunduğu görüşe tamamen aykırı. Vincent'ın uzaya çıkarak ispatladığı eşitlik, her insanların eşit olması Sartre'nin felsefesini destekler niteliktedir.



Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.